KENDİNE İYİ BAK!

✍ Betül Cengiz | Psikolojik Danışman 

Günümüzde “kendine iyi bak” sözü, neredeyse bir veda refleksi haline geldi. 
Bir mesajın sonunda, bir görüşmenin sonunda, hatta bazen ne diyeceğimizi bilemediğimiz 
anlarda kolayca söyleriz: Kendine iyi bak. 
Ama kaçımız gerçekten bunun ne anlama geldiğini biliyoruz? 
Kendine iyi bakmak, sürekli mutlu olmak, üretmek ya da “kendini geliştirmek” değildir. 
Aslında çoğu zaman bu çaba, içimizdeki yorgun sesi bastırmak için gösterdiğimiz bir 
dirençtir. 
ACT (Kabul ve Adanmışlık Terapisi) yaklaşımına göre, kendine iyi bakmak, iyi hissetmek 
değil, kendinle iyi ilişki kurabilmektir. 

ACT’a Göre Kendine İyi Bakmak 
ACT, duygularla savaşmak yerine onlara alan açmayı, yani kabulü öğretir. 
Bu bakış açısında “kendine iyi bakmak”, duygularını hemen düzeltmek veya bastırmak değil, 
onları yargısızca fark etmek anlamına gelir. 
“İyi hissetmiyorum.” 
Bu cümleyi kurabildiğin an, aslında zaten kendine iyi bakmaya başlamışsındır. 
Çünkü farkındalık, değişimin değil, şefkatin başlangıcıdır. 
Kendine iyi bakmak; 
• Tükenmiş hissettiğinde ara vermek, 
• Hatalarını insan olmanın doğal parçası olarak görmek, 
• Ve zor bir günde bile değerlerine uygun bir adım atabilmektir. 

Öz-Şefkat ve Değerlerle Yaşamak Arasındaki Bağ 
ACT, insanı “değerleri” üzerinden tanımlar. 
Değerlerin, senin kim olduğunun yönünü belirler başarıların değil, niyetlerin üzerinden ilerler. 
Kendine iyi bakmak da bu noktada anlam kazanır: 
Kendine iyi davranmak, kendi değerlerine ihanet etmemektir. 
Bir gün çok yorgun olabilirsin, ama hâlâ önem verdiğin insanlarla bir anı paylaşmaya niyet 
edebilirsin. Belki üretken hissetmiyorsundur, ama değer verdiğin bir şey için küçük bir adım 
atabilirsin. İşte bu öz-şefkatin eyleme dönüşmüş halidir. 
Kendine İyi Bakmak Her Zaman Güzel Hissettirmez 
Kendine iyi bakmak her zaman huzurlu değil, bazen de rahatsız edici bir süreçtir. 
Çünkü kendinle kalmak, kaçtığın duygularla yüzleşmek anlamına gelir. 
Kimi zaman üzüntü, suçluluk, yetersizlik, pişmanlık kapını çalabilir. 
Ama bu duygularla temasta kalabildiğinde, onların seni zayıflatmadığını fark edersin. 

Öz-Şefkat Nasıl Geliştirilir? 
1. Duygularını isimlendir. 
“Kötü hissediyorum” demek yerine, “üzgünüm, endişeliyim, utanıyorum” demeyi 
dene. Beyin duyguyu isimlendirdiğinde onunla savaşmayı bırakır. 
2. Kendine konuşur gibi değil, bir dostuna konuşur gibi yaklaş. 
“Bu kadar zorlanmam normal. İnsanım.” 
Bu cümle, öz-şefkatin kapısını aralar. 
3. Değerlerini hatırla. 
Bugün nasıl biri olmak istiyorsun? 
Cevap ne olursa olsun, küçük bir adım atmak bile yeterlidir. 
4. İyi hissetmeyi değil, anlamlı hissetmeyi hedefle. 

ACT’ın en temel ilkesi budur: Anlam, hissettiğinden daha önemlidir. 
Son Söz: “İyi Hissetmek” Yerine “İyi Davranmak” 
Kendine iyi bakmak, bir duygu durumu değil, bir eylemdir. 
Bazen en iyi bakma şekli; ağlamaya izin vermek, konuşmak, ya da sadece nefes almaktır. 
Unutma: 
İyi hissetmeye çalışmak seni tüketebilir ama kendine iyi davranmak iyi olma yolunda 
atılabilecek en etkili adımlardan biridir. 
Kendinize iyi bakın…