• 0537 596 36 81
  • info@ekapsikoloji.com

PRENS SİDDHARTHA VE ACT: ORTADAKİ YOLU KEŞFETMEK

✍? Betül Cengiz | Psikolojik Danışman
İnsanın doğasında bir arayış vardır: huzuru bulmak, acıdan kaçmak ve “iyi hissettiği” bir hayat sürmek.
Bu arayış, tarih boyunca farklı biçimlerde karşımıza çıkmıştır.
Prens Siddhartha’nın hikâyesi de bu kadim arayışın en etkileyici anlatılarından biridir.
Bir zamanlar Siddhartha, her türlü acıdan uzak tutulduğu bir sarayda yaşıyordu. Her anı konfor, zevk ve mutlulukla doluydu. Fakat bir gün saraydan çıkarak ilk kez yaşlılığı, hastalığı ve ölümü gördü.
Ve o an anladı: dış dünyadaki acılardan kaçmak, insan olmanın özünden kaçmaktı.
Sarayına döndüğünde artık eski huzuru hissedemiyordu.
Kaçışın geçici, bastırmanın yüzeysel olduğunu fark etti.
Sonra bu kez tam tersini denedi tüm hazlardan vazgeçip kendini çileye adadı.
Ama orada da özgürlüğü bulamadı.

Uçlardan Uzaklaşmak: “Ortadaki Yol”
Siddhartha sonunda fark etti ki; yaşam, uçlarda arandığında eksiliyor.
Ne hazla dolu bir kaçış, ne acıya teslim bir yoksunluk…
Gerçek denge, bu iki uç arasında nefes alabilme cesaretindeydi.
ACT, insanın “iyi hissetme” saplantısına karşı bir farkındalık çağrısıdır ve bize hep şunu hatırlatır:
“Hayat, sürekli iyi hissetmek değil; hissettiğin her şeyle birlikte yaşama cesaretidir.”
ACT’a Göre Ortadaki Yol Nedir?
ACT, acının kendisiyle savaşmak yerine, onunla işbirliği kurmayı öğretir.
Çünkü acı, bir arı kovanına benzer, elini içeri sokup kontrol etmeye çalıştıkça daha çok sokar.
“Ortadaki yol” metaforu da tam burada devreye girer.
Bu yol, iki uçtan da kurtulmak demek değildir.
Aksine, uçların farkında olarak onlarla dengede kalabilmektir.
ACT bu dengeyi şu altı temel süreçle kurar:
•Farkındalık: Düşünceleri bastırmak yerine gözlemlemek.
•Kabul: Rahatsızlıkla savaşmayı bırakmak.
•Değerler: Acının ötesinde anlamlı yönler belirlemek.
•Adanmış Eylem: Zor hislerle birlikte de olsa, değerlerine göre hareket etmek.
•Bilişsel Ayrışma: “Ben kötüyüm” yerine “Bu bir düşünce” diyebilmek.
•Gözlemleyen Benlik: Düşüncelerini izleyen farkındalığı tanımak.

Bu altı süreç, Siddhartha’nın yıllar süren iç yolculuğunda sezgisel olarak deneyimlediği şeylerin psikolojik bir çerçevesidir.

Haz, Çile ve Esneklik Arasında
Modern dünyada biz de kendi “sarayımızda” yaşıyoruz.
Sosyal medya, alışveriş, başarı ya da “sürekli pozitif olma” çabası…
Hepsi aynı yanılsamayı besliyor: acıyı görmezden gelirsem, huzur bulurum.
Oysa acıyı bastırdığımızda, onun bize öğreteceği şeyi de kaybederiz.
ACT’ın diliyle: Deneyimsel kaçınma arttıkça, yaşam alanımız daralır.
Siddhartha’nın “orta yol”u bize başka bir seçeneği hatırlatıyor:
Acının içinde de yaşam var.
Ve bazen huzur, kaçışta değil kabullenişte saklıdır.

Sonuç: Gerçek Huzur Kontrolde Değil, Kabullenmede
Prens Siddhartha’nın aydınlanması, bir mucize değil; bir fark ediştir.
Aynı şekilde ACT de sihirli bir mutluluk reçetesi sunmaz.
Ama her ikisi de aynı şeyi öğretir:
Hayat, iyi hissetmek değil, tam olarak hissedebilmektir.
Ortadaki yol;
•Acının varlığıyla birlikte yürüyebilmeyi,
•Duyguların ağırlığıyla birlikte değerlerine adanmayı seçmektir.
Belki de gerçek özgürlük, tam da oradadır:
Ne hazda ne çilede, sadece farkındalıkta.
Farkındalıkla kalın…

Benzer Yazılar
Çocuğa Oyunla Destek

İzmir Karşıyaka’da Çocuk Danışmanlığı ve Oyunla Destek: Ço..

Yorumlar
disqus code