
-
Yönetici
- BDT ( Bilişsel Davranışçı Terapi)
- 12.05.2025
- 115 Görüntülenme
“Seven insan kıskanır mı?” – Romantik İlişkilerde Kıskançlığa Yakından Bakış
“Telefonuna bakayım mı?”
“Beni neden aramadın?”
“Kim o like attığın?”
Eğer bu cümlelerden biri ya da birkaçı size tanıdık geliyorsa, romantik ilişkilerde kıskançlık mevzusuna ucundan da olsa bulaşmışsınız demektir. Ama panik yok! Çünkü bu blogta kıskançlık nedir, ne değildir, neden olur, nasıl olur hepsine göz atacağız.
Kıskançlık: Herkesin yaşadığı ama pek konuşmadığı o durum… İnsan evladı olarak duygularla donatılmış bir varlığız. Korkarız, seviniriz, üzülürüz ve evet, kıskanırız. Özellikle romantik ilişkilerde bu duygu bir anda kapımızı çalabiliyor. Sevdiğimiz kişinin başka biriyle gülmesini, ilgisini paylaşmasını ya da geçmişini öğrenmeyi bazen abartabiliyoruz.
Peki kıskançlık ne? Türk Dil Kurumu’na göre, "bir kimseye sevdiği kişinin başkasıyla ilgilendiğini düşündüğünde takındığı olumsuz tutum." Yani bu işin içinde bolca endişe, biraz hayal gücü ve zaman zaman bir tutam dramatiklik var.
Haset mi, Kıskançlık mı? Ayırt Edelim Ki Hakkını Verelim… Haset: “Ay onun sevgilisi ne kadar yakışıklı, keşke benim olsa!” Kıskançlık: “Sevgilim onunla çok mu gülüştü? Ne vardı bu kadar konuşacak?” Haset, başkasındakine göz dikmektir. Kıskançlık ise sahip olduğumuzu kaybetme korkusudur. Biri iki kişilik mesele, diğeri üç kişilik bir dans.
Kıskançlık türlerinin hepsi aynı değil…
Reaktif Kıskançlık: Somut bir şeyler olur, biz de tepki veririz. Partnerinizin eski sevgilisiyle mesajlaşmasını görürsünüz, hop kalp krizi! Bu en “makul” kıskançlık türüdür ama uçlara kayarsa “You” dizisindeki Joe Goldberg gibi birine dönüşmeniz işten bile değil.
Retroaktif Kıskançlık: Geçmişi kıskanmak… Sevgilinizin eski ilişkileri gözünüzde büyür, sanki zamanda yolculuk yapıp o günleri silmek istersiniz. Maalesef zaman makinemiz yok :(
Önleyici Kıskançlık: “Ya bir gün aldatılırsa?”, “Ya ilgisi azalırsa?” gibi gelecekle ilgili kuruntular eşliğinde partneri kısıtlama çabası. Hani şu ‘önlem alayım’ derken ilişkinin havasını bozan tür.
Kıskançlık nereden geliyor derseniz…Kıskançlığın sebebi bazen bizde, bazen ilişkide, bazen de toplumda gizli.
- Bireysel Nedenler: Düşük özgüven, kaygılı bağlanma, geçmişte yaşanan aldatılmalar… Kısacası içimizdeki ‘yetersizlik’ sesi bolca söz alıyor.
- İlişkisel Nedenler: Açık iletişimin olmaması, ilgi azalması ya da güvenin kırılması... Bunlar kıskançlığın fitilini ateşliyor.
- Çevresel Etkenler: “Seven insan kıskanır” diye büyütülen nesiliz sonuçta. Toplumsal normlar, kültürel kodlar, sosyal medya kıskançlığı besliyor da besliyor.
- Her bireyin kişisel alanı vardır.
- Mahremiyet esastır.
- Kimse kimsenin dedektifi değildir.
- Sevgili olsak da ayrı birer bireyiz!
“Kıskançlık konusunda söylediklerini biliyoruz zaten bize nasıl baş edeceğimizi söyle.” dediğinizi duyar gibiyim…Gelin son olarak da kıskançlıkla baş etmenin yollarına değinelim:
- Duygunu fark et: Kıskandın mı? Tamam. Kabul etmek, inkâr etmekten daha iyidir.
- İletişim kur: Ama bağırmadan, suçlamadan, ben diliyle ve dramatize etmeden…
- İçine dön ve sorgula: Bu kıskançlık nereye dokundu? Güvensizliğine mi, terk edilme korkuna mı?
- Sınırlarını belirle: Ne seni rahatsız eder, ne kabul edilebilir? Açık açık konuş.
Yazar: Ecem YILANCI
Takıntılarınızı Kontrol Etmek Mümkün! Karşıyaka’da Eka Psikoloji Desteği ile Zih..
Hepimizin aklına zaman zaman rahatsız edici düşünceler gelir. Ancak..
Her An Hasta Olacakmışım Gibi… Sağlık Anksiyetesiyle Yaşamak
Bazı sabahlar, gözümü açar açmaz bir şeyleri kontrol e..