TERAPİDE "BEİNG PRESENT " OLMAK: İYİLEŞTİRİCİ BAĞIN GERÇEK GÜCÜ

✍? Betül Cengiz | Psikolojik Danışman

Psikolojik danışma sürecine başlarken çoğu kişi, terapistin nasıl bir tepki vereceğini kestiremez. Sessiz mi kalacak? Sorular mı soracak? Yoksa sadece başını mı sallayacak?
Bu belirsizlik, danışanın zihninde doğal bir tedirginlik yaratır. Çünkü terapötik ilişki, yalnızca bilgiyle değil; insani temasla şekillenir.

ACT’ta "Being Present" Ne Anlama Gelir?
Kabul ve Adanmışlık Terapisi (ACT), “being present” yani anda ve ilişkide gerçekten var olma becerisine büyük önem verir.
Bu, yalnızca dikkatli dinlemek değil; karşındaki insanın acısına, korkusuna veya sessizliğine şefkatle tanıklık edebilmektir.
Bir ACT terapisti için “being present”, teknik bir beceriden çok bir duruş biçimidir. Terapist o anda kendi zihninden çıkan yargıları, performans kaygısını ya da “doğru cevap verme” isteğini fark eder ve bir kenara bırakır. Çünkü o anda önemli olan şey, “doğru kelime” değil, gerçek bir varlık hissidir.

İyileşme İnsani Temastan Doğar
Elbette terapide kuramsal bilgi, teknikler ve yöntemler büyük önem taşır. Ancak, danışanın iç dünyasına uzanan köprü yalnızca teknikle kurulmaz.
Bir danışan için “anlaşılmak”, “görülmek” ya da “yargılanmadan dinlenmek” hisleri, terapi sürecinin en güçlü iyileştirici unsurlarındandır.
İyi bir terapist, danışanını yalnızca zihinsel düzeyde değil; ruhsal bir farkındalıkla da dinler.
Bazen bir sessizlikte, bazen göz temasında ya da empatik bir nefeste, “seninleyim” mesajı gizlidir.
Ve çoğu zaman, iyileşme tam da o sessizlikte başlar.
Gerçek Bir Terapötik Bağın Özellikleri
Bir terapötik bağın derinleşebilmesi için üç temel unsurdan bahsedebiliriz:

Yargısızlık: Danışanın anlattığı hiçbir duygu “fazla” veya “yanlış” değildir.
Şefkatli farkındalık: Terapist, danışanın deneyimine açık kalırken kendi içsel süreçlerinin de farkındadır.
İnsani varlık: Terapist rolüyle değil, insan kimliğiyle de oradadır. Çünkü insan insana temas, her teoriden daha güçlüdür.

Sonuç: Varlığın İyileştirici Gücü
Terapide “being present” olmak, bir şeyi çözmekten çok, o şeyle birlikte kalabilmektir.
Danışanın acısına eşlik ederken, onu değiştirmeye değil, anlamaya niyet etmek… işte gerçek dönüşüm orada başlar.

Eğer siz de yargısız, sıcak ve şefkatli bir terapötik alan arıyorsanız, biz buradayız.